Kadın ayakkabısının topuğu

20:09 No Comments


Kadın ayakkabısının topuğu
Kadının tutkusu topuk

17.yüzyıla kadar Özellikle ata binerken kolaylık sağlaması açısından erkekler arasında topukyaygınlaşmıştı. 17.-18. yüzyıla kadar hem kadınhem de erkeklerin giydikleri ayakkabı türü aynı idi. Sonraki yüz yıllarda dünyayı kasıp kavuranmodanın etkisi ile de erkeklerin ayakkabıları bugünkü şeklini almaya başladı, kadınların topukları ise yükseldikçe yükseldi.
Tüm kadınların beğenilme duygusunu tatmin etmede kullandığı, şıklığını, zarafetini, dişiliğini gösterme çabalarının bir ürünü olan, kadının duruşuna anlam katan yükselti, kimilerinin fetişi olan ayakkabı topukları, dişi için sihir gibi bir şey. Kadının beden dilini baştan sona değiştiren mükemmel aksesuar diye tanımlanıyor.
Kadın ayakkabısının topuk yüksekliği, topuğun biçimleri, rengi (alçak, yüksek, ince, kalın, dolgulu, içi boş, platform, kapalı, açık, fantezi, oxford) giyenin vermek istediği mesajı yansıtıyor. Evinizde, sokakta büyüklerine ait yüksek topuklu ayakkabılarının içerisine ayaklarını sokup onlarla zoraki yürümeye çalışan küçük kızları görmüşsünüzdür mutlaka. Bu davranış dişinin kadın topuğu ile ilk karşılaşması, tanışması ve daha sonraki hayatında kullanacağı topuklarla bir deneme çalışmasıdır.
Kullanılan ayakkabının topuk modeline göre karakter analizi yapılırsa eğer;
Sivri topuklar, bacaklara şıklık, uzunluk, zarafet katar ve dişilik göstergesinin yansımasıdır. Sivri topuğa sahip bu ayakkabının aynı zamanda önü de kalemtıraşla yeni sivriltilmiş kalem gibiyse, o zaman kadının sivri dilli, kendine güveni yerinde, iş kadını olduğu varsayılabilir.
Ayakkabının topuk kısmı kalıp halinde, yontulmuş küp gibiyse, o zaman karşınızda daha mütevazı ve rahatına düşkün bir "hanım" var demektir. Genelde yüksek bir yaş ortalamasına sahip kadınların tercih edeceği tarzdan papuçdur, bu görüntü pek hoş olmayıp estetikten uzaktır.
Genellikle mesleği gereği saatler boyunca ayakta durmak zorunda kalan kişinin tercihi olan papucun ökçesi "mantar" dediğimiz türdense, o zaman ortopedik kaygısı olduğunu ya da plaja giden biri olduğu varsayılabilir. Sosyolojik olarak; kadınlarda yaş ilerledikçe aynı orantıyla yüksek ökçeli ayakkabı giyme saplantısı da artar.
Yıllara sair değerlendirme ile; yıl 1990 -tik tık tik tık tik tık, yıl 2006 -tak tuk tak tuk tak tuk,  yıl 2010 -bak bana, bak bana, bak bana diye sesler çıkarırlar.
Giyildiğinde daha dişi görünmeyi sağlayan ama bunun yanında ayak ve bel ağrısına neden olan yüksek topuklu ayakkabılar, her türlü olumsuzluğa rağmen yine de giyilirler. Sonuçta ne çeşit olursa olsun, topuk, kadının vazgeçilmezidir. Topukla kadın arasında bilinmeyen sır dolu gizemli bir ilişki vardır.
Ki bazı kadınlar tedricen değil birden bire en yükseğinden başlayarak giyerle topukluları. Kadınların ayakkabı mağazalarında ilk baktıkları, onlara sürekli olarak göz kırptıklarını düşündükleri ayakkabılar albenileri ile renkli ve yüksek topuklulardır. Son günlerde özellikle sanat dünyasında ve siyasilerin eşlerinde de görülen, hatta tüm kadınların ilgisini çeken platform topuklar gözdedir.
İlk tecrübesini çocukluğunda ablası veya annesinin ayakkabıları ile yaşamış kadın aşkla bağlı olduğu topuklara kendini teslim eder özgürce. Yüksekten insanlara bakmak, kendini garip hissettiriyor mu bilmiyorum? Herkes kısacık kalıyor, yerden bir hayli yükseldiğinden denge sorunları yaşanıyor,  düz rahat yolları seçmek, yokuş aşağı inmek gibi bir hataya asla düşmemek gerekir. Eğer şevli bir yolda yürümeyi denerseniz sadece hataya değil yere de düşeceksiniz.
Topuklu ayakkabı giyme öneriler ise;
1-Başlangıçta fazlaca yapabilirim, yürüyebilirim gazına gelmeyin.
2-Aldığınız yüksek topuklu ayakkabıyla evde pratik yapın.
3-Hemen yedi-on cm'lik topuk yükseltisi ile değil beş cmlik topuklarla yürümeye başlayabilirsiniz.
4-Acemi olduğunuzu çaktırmamak adına, daha fazla dikkat çektiğinden hızlı yürümeye çalışmayın.
5-Her şeyde olduğu gibi topuklu ayakkabılarla yürümek için zamanı bekleyin, sabırlı olun, pes etmeyin.
6-Çevrenizdeki deneyimli birinin önerilerini dinleyin.
7-Fiziksel özelliklerinizi iyi bilin, özelliklerinize uygun ayakkabı seçin.
8-Günlük hayatta yüksek topuklu kullanıp görgüsüzlük yapmayın.(kim?, hangisi?, hani?)
9-Topuklu ayakkabınıza uygun kıyafetiniz yoksa her şeyle şık durmadığı için giymeyin.
10- Yokuş aşağı yürümeye çalışmayın, zira düşmeniz an meselesidir.
11-Yürürken dizlerinizi kırmayın, ayaklar birbirine paralel olmalıdır.
12- Hafif kalçadan içeri doğru basar gibi yapıp ama dümdüz öne basmalısınız.
13-Adımlar dans eder gibi ahenk içinde olmalıdır.
11-Dik durun, adımlarınızı düzgün atın, kendinize güvenin.
Tüm bunlara harfiyen uyarsanız eğer artık “yüksek topukla başarıyla yürüyen zarif bir hanımsınız, güvenle yürüyebilirsiniz, hadi hayırlı olsun.”
Batılı kapitalistlere yönelik eleştirilerde “Topuklu ayakkabı kadını pazarlamak içindir” savı etkindir. İngiliz The Times gazetesine konuşan Christian Louboutin, topuklu ayakkabıları kadınların daha seksi göstermek için tasarladıklarını, kırmızı tabanlarıyla moda dünyasının da en konuşulan ayakkabıların tasarımcısı Christian Louboutin, “Bir tanıdığım yüksek topuklu ayakkabı giyildiğinde ayağın aldığı şeklin kadınlar orgazm olduklarında ayaklarının aldığı şekil ile aynı olduğunu söylemişti, diyor. Yani, topukla kadının cinselliği arasında doğrusal bir korelasyon kuruluyor, topuklu ayakkabı giyen kadının kendisini orgazm olmak için uygun pozisyona getirdiğini” ifade ediyor. Modacı Christian Louboutin “Kadınların yüksek topuklar üzerinde çektiği acıya dayanmalarının sebebi budur” diyor. Ayrıca, yüksek topuklu ayakkabı giyen kadınların istedikleri karaktere bürünebildiklerini söylüyor. (Türk kadınlarında ifade edilen değerlendirmeler aynımıdır bilmiyorum, bu konuda elimizde sağlam bilimsel bir sosyolojik araştırma yok.)
Sosyal Uzmanlar; vahşi kapitalizmin tüketim dünyasında ikonografi ve semboller üzerinden toplumları yönlendirmeye çalışan moda dünyasının hem kadın, hem erkek, hem de çocukları kirli amaçlarına araç ettiklerini söylemektedirler. Bu büyük ve gizli şeytani gerçeklerden habersiz alt, orta ve üst gelir gruplarından birçok kadın istemeden de olsa bu tüketim psikolojisine alet olmaktadır.


0 yorum:

Yorum Gönder